Akran Zorbalığı

Akran zorbalığı, günümüzde sosyal çevrede çok yaygın olan bir durumdur. Bireyin içinde büyüdüğü aile, gelişimsel süreçler ve sosyal çevre, zorbalığa maruz kalma veya zorbalık yapma eğilimi gösterme konularında temel belirleyiciler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Akran Zorbalığı

Çocukluk dönemi, hayatımızın en esnek, en güçlü ve aynı zamanda en kırılgan evresidir ve bu dönemde maruz kalınan travmatik olaylar, hikâye dönüştürülmedikçe tüm hayatımız boyunca bizi etkilemeye devam edebilir.

Akran zorbalığı

Travmatik Deneyimlerin Gölgesi ve Akran Zorbalığı

Büyük travmaları (fiziksel veya duygusal şiddet, istismar, cinsel istismar ve ihmal) çocukluk döneminin travmatik deneyimleri arasında yer alır. Ancak, bazı olaylar travmatik bir deneyim olarak görülmese de, bir çocuğun tüm hayatını etkileyebilir. Örneğin, bir çocuğun bakkalda beklerken boyu, kilosu, saçı ya da ailesinin maddi durumu yüzünden çevresindeki insanlar tarafından düzenli olarak alay edilmesi ve utandırılması, desteklenmediği takdirde, bu 3 dakikalık deneyim bile çocuğun bütün hayatı boyunca travması olarak kalabilir. Bu tip değersizleştirilme, küçümseme ve ötekileştirme deneyimleri, çocuğun özgüvenini derinden sarsar.

Çocukluğun travmatik deneyimlerinden bir diğeri de sürekli kıyaslanmaktır. Bir çocuğa, “Sen kötüsün, kuzenlerin çok iyi” mesajının açık veya dolaylı yollarla verilmesi, hatta tam tersi, “Sen bu ailenin prensesisin, diğerleri yetersiz” mesajının verilmesi; kendine ait olmayan bir değersizliği yutmasına neden olur. Başarısızlıkların cezalandırılması veya küçümsenmesi, çocuklarda yetersizlik, özgüven eksikliği ve aşağılık duygusu gelişimine yol açabilir. Bu durumlar, ilerleyen yaşlarda ya kurban şemasıyla bir yere geliyor ya da kişinin güç ve denetim arayışına itilerek zorbalık eğilimi göstermesine zemin hazırlayabilir.

Gelişim, Sosyal Baskı ve Akran İlişkileri

Aile, topluma uyumun sağlandığı, yaşama dair temel bilgi ve becerilerin kazanıldığı temel bir toplumsal birimdir. Ancak, sosyalleşme süreci sadece aile içinde gerçekleşmez; aile, bu fonksiyonu okul öncesi eğitim kurumları, arkadaş ve akran grupları gibi diğer sosyalleştirici kurumlarla da paylaşır. Özellikle ergenlik döneminde (13-19 yaş arası) kimlik kazanımına karşı rol karmaşası yaşanırken, grup kimliğine sahip olunması önem kazanır ve ergen, bir grubun parçası olmayı öğrenir. Ergenlikte akranlara uyum baskısı güçlü hissedilir.

İnsan sosyal bir varlık olduğundan, hayatta kalmak için bir gruba ihtiyaç duyar ve bu nedenle gruptan ayrılmayı göze alamaz. Bu durum, uyma davranışına yol açar. Sosyal kimlik kuramına göre, bireyler bir gruba üye olur ve grup normlarına uyum sağlanması teşvik edilir. Zorbalık vakalarında, çocuklar grup normlarına uymak için, uyumun olumsuz sonuçlar doğuracağını bilseler bile bu davranışları sergileyebilirler.

Ergenlik dönemi çatışmaların yoğun olduğu bir dönemdir. Bu dönemde duygularını ifade edemeyen ya da sürekli yargılanan çocuklar, bastırılmış öfkenin hayata dönüşmesine izin vermemiş olur. Beden dili, bazen bu duyguların dışa vurumudur; örneğin öfke yüzde kendini gösterir, kaşlar çatılır. Şiddet gören birinin bastırdığı temel duygu ise öfkedir.

Başa Çıkma ve Destek Mekanizmaları

Akran zorbalığının sonuçları, çocuklarda akademik başarıda düşme, sosyal geri çekilme/izolasyon, riskli cinsel davranışlar, madde kötüye kullanımı, dikkat sorunları, depresyon, anksiyete ve öfke patlamaları gibi çeşitli zorlu tepkilerle kendini gösterebilir.

Bu zorluklarla başa çıkabilmek için çocuğun vicdani gelişimini desteklemek esastır. Çocuklara, başkalarına zarar verdiklerinde onlarda yaşatabilecekleri duyguları bilerek büyümeleri ve bir diğerinden zarar gördüklerinde de kendini koruyabileceğini bilerek öğrenmeleri temel bilgi olarak verilmelidir.

Çözüm, çocukları masallardan ya da ekranlardan tamamen uzaklaştırmak değil, bu masalları veya çizgi filmleri tartışmaktır. Toplumsal cinsiyet rolleri gibi basmakalıp yargılar ve ayrımcılık (kadınların pasif kalması, erkeklerin duygularını yansıtamaması) eleştirel bir tutumla çocuklara yansıtılmalı ve kendi kimliğini oluştururken kararlarını kendi vermesi sağlanmalıdır. Zorbalığa karşı mücadelede, yardım isteyebilme ve yardım edebilme yetisi kazanılması ve çocuklara doğru zamanda destek verilmesi hayati öneme sahiptir.

Daha fazlası için tıklayın.

İletişim için tıklayın.

Scroll to Top